Memleket Meselesi
“ Bu ülke düzelmez” Barış sözcüğünün en çok telakki edildiği ama savaşın aralıksız sürdürüldüğü bu topraklarda yaşan herkesin olduğu gibi bizim de derdimizdir memleket meselesi!
Barış için iyi niyet ve temenni dileklerimizi bir kenara bırakarak hakikatları göz önünde bulundurursak “Barış“ bu ülkenin makus talihi için sadece bir umut olmaktan öteye gidemeyecektir. Karamsar bir bakış açısı gibi zuhur edebilir ama barışa giden yolda ihtiyaç duyulan ilkeleri sırasıyla ele alalım.
1. Tarafların temsil etme hakkı. Özellik uzun süreli devam eden bir savaşı durdurmak İçin tarafların her biri temsil ettiklerini her yönü ile temsil ediyor olmaları lazım. Örneklendirecek olursak Afganistan’ın hükümet tarafı açıklananın aksine halkı temsil etmemektedir. Siyasi baskılar sonucu idari yönden zayıf olan kabil hükümeti savaş lordlarının temsilcilerini seçmek zorunda kalmıştır. Talibanlar tarafı da masada olanlarla sahada olanların söylemi ve eylemi aynı değildir. Böyle bir durumda iki tarafında gerçek anlamda temsil yetkisine sahip değillerdir.
2. Barışa olan inanç. Afganistan’da barışın olacağına halkın inancı kalmamıştır. 7den 70e herkes keşke savaş bitse ve barış olsa diye iyi niyet ve temenni dileklerini dile getirmektedir ama gerçekten barış olur mu ?, Yapılmakta olan barış görüşmeleri sonucu nasıl olur diye sorulduğu zaman herkesin diline dolanan tek bir cümle duyulur. “bu ülke düzelmez”. Yani halkın ülkede barışın olacağına hiç inancı yoktur.
3. Dış güçlerin etkili olması. Barış iki taraf arasında karşılıklı eşit şartlarda çıkarlarını savunarak ortak bir noktada buluşması ve anlaşmasıdır. Oysa Afganistan’da gerçekleştirmek istenen barışın tarafları uluslararası büyük devletlerdir ve ayrıca Komşu ülkeler, iyi niyetli dost ülkeler, ekonomik olarak ortak olan ülkeler ve stratejik konumu gereği etkilenecek olan ülkeler. Dolaysıyla çoklu taraflı bir barış isteminde herkesin çıkarının peşinde koşması istenilen barışı mümkün kılmaz. Sadece karmaşa ve kaos ortamını oluştur. Kaos ortamı da aslında 50 yıldır Afganistan’da savaşın sürmesini sağlayan savaşın hamilerinin istediği de böyle bir ortamın sürekli oluşmasıdır.
4. Şartların zorunlu kılması. Barışın sağlanabilmesi için önce koşulların oluşması gerekir ki bunun başında gelen nedenlerden biri savaşsın kimseye fayda sağlamamasıdır. Oysa savaştan çıkar sağlayan büyük devletlerin Afganistan’da varlık nedendir savaş ortamı. Dolaysıyla savaşın hamileri barışın sağlanmasını istemezler. Ülke içinde taraflar olarak savaşmakta olanların da varlık sebebi ve yegane gelir kaynakları savaşın devam etmesine bağlıdır. Böylelikle ülke içinde ve dışında barışı getirmek için çaba sarf ettiğini söyleyenler aslında yeni bir savaşa zemin hazırlamaktadır.
5. Sonuç olarak aslında Afganistan halkının dilinde dolanan “ bu ülke düzelmez” cümlesi yersiz değildir. Afganistan halkı okumuş ve eğitimli değildir ama savaş ve barış konusunda en az 50 yıllık bil fil tecrübe sahibidir.